"Bilirler, Bilirler Amma..."

Başlık: 
"Bilirler, Bilirler Amma..." 
Kaynak: 
Ulus, "Uzaktan" s. 3 
Tarih: 
1957-07-04 
Lokasyon: 
Atatürk Kitaplığı, 152/36 
Metin: 
UZAKTAN

"BİLİRLER, BİLİRLER AMMA...,,

DEĞERLİ eğitimci Yunus Kâzım Köni'nin 20 Haziran günü ULUS'ta çıkan «İlk Öğretim» başlıklı yazısındaki bazı bilgilerin yetkili makamlarca yalanlanıp yalanlanmıyacağını, bu satırları yazdığım güne kadar merakla bekledim. Yalanlanmadı.

Gerçi bu gilgilerin yalanlanması güçtü; çünkü Sayın Köni, Devlet istatistiklerine dayanarak yazmıştı. Fakat öte yandan yalanlanmaması da Başbakanı pek tatsız bir durumda bırakacaktı; çünkü, tesadüf. Yunus Kâzım Köni'nin «İlk Öğretim» başlıklı yazısı ULUS'ta çıktığı gün. iktidar sözcüsü ZAFER de. Başbakanın Mecliste yaptığı bir konuşmadan ilk öğretimle ilgili bazı parçalar yayınlıyordu. Köy okulları konusunda Bay Köni'nin Devlet istatistiklerine dayanarak verdiği bilgi ile. Bay Menderes'in, sorumlu bir kimse olarak, Başbakan olarak, ayni konuda verdiği bilgilerse hiç de biribirini tutmuyordu.

20 Haziran tarihli ZAFER gazetesinde çıkan metne göre, Başbakan, Büyük Millet Meclisi kürsüsünde, köy okulları ile ilgili olarak şunları söylemişti:

«Biz vazifeye geldiğimiz zaman köy mekteplerinin adedi bugünkülerinin ancak yarısıydı... Binlerce ve binlerce yeni mektep inşa ettik... Hemen hemen bütün köylerimize mektep yapılıp bitmek üzeredir. Kendileri (yani muhalif milletvekilleri) bunu benden iyi bilirler, bilirler amma, bir takririn ifadesine sığınarak hakikatleri olduğundan başka türlü de göstermek isterler.»

Şimdi bir de, hakikatleri «olduğu» gibi. yani Devlet istatistiklerinde açıklandığı gibi yazan Yunus Kâzım Köni'nin, 20 Haziran tarihli ULUS'taki şu sözlerini okuyunuz:

«1949—50 de her kategoriden köy okullarının sayısı 15.000 iken 1950—57 de 16.983 etmiştir. Yedi yılda ancak 1483 köy yeniden okula kavuşmuştur. Yıllık ortalama 218 e (212 demek istemiş olacak) düşer.»

16.983 ün yarısı 16.500 etmediğine göre, Başbakanın «Biz vazifeye geldiğimiz zaman köy mekteplerinin adedi bugünkülerinin ancak yarısıydı» sözü, «hakikatleri,» hem de Büyük Millet Meclisi kürsüsünde, «olduğundan başka türlü göstermek» değil de nedir?

Türkiye'de aşağı yukarı 40.000 köy varsa, henüz köylerimizin 23.000 den çoğu okulsuz demektir. Yunus Kâzım Köni'nin Devlet istatistiklerine dayanarak belirttiği gibi, 7 yıllık Demokrat Parti iktidarı sırasında da yılda ortalama ancak 212 yeni köy okulu kurulabildiğine göre, Türkiye'nin bütün köylerini okula kavuşturabilmek için, bu hızla, 100 yıldan uzun bir zaman geçmesi gerekecektir.

Böyle olunca, Başbakanın «hemen hemen» sözüyle ifade etmek istediği çabukluk, bütün köylerimizin okula kavuşması konusunda insanı sevindirmeğe yetmese gerektir. Bugünkü hızla, belki Başbakanın torunları bile, «hemen hemen bütün köylerimize mektep yapılıp» bittiğini göremiyeceklerdir.

Başbakanın, söz konusu konuşmasında, köy okullarına dair verdiği bilgi kadar, köylüye dair verdiği bilgi de, Büyük Millet Meclisi kürsüsünde «hakikatleri olduğundan başka türlü gösterme» cesaretinin şaheser bir örneği sayılabilir. Başbakan, «Bana bugün memleketi hayat pahalılığının tazyiki altındadır, diye göstermek isteyen insana ben hayret ediyorum Üç beş sene gibi çok kısa bir müddet içinde çarık yok olmuştur. Bugün müzeye koymak için arasanız bir tane bulamazsınız» demekte, «ayağında çarığı, hattâ çarığı dahi olmayan, üzerinde beş yüz yamalı bir libas bulunan köylülerin» artık Ankara caddelerinde görülmez olduğunu ileri sürmektedir.

Hayrete değer olan, Başbakanın bu sözleridir. Eğer Başbakan artık Ankara sokaklarında gerçekten çarıkla, hattâ yanınayak, «üzerinde beş yüz yamalı libas» la gezen köylüler göremiyorsa, buna tek sebep, iktidara geldiklerinin ilk birkaç günündeki güzel bir âdeti, resmî otomobil yerine halk otobüslerine binme âdetini, hattâ daha sonra da bir müddet devam eden, sokaklar da yürüyerek gezinti yapma âdetini, çoktan bırakmış bulunmaları olsa gerektir. Temel atma törenlerinde görüyor olabilecekleri yamasız elbiseli, çarıksız köylüler, insana ister istemez, meşhur asker hikâyesindeki «teftiş fırçası» nı hatırlatır.

Yoksa, «hemen hemen bütün köylerimize mektep yapılıp bitmek üzere» olduğu iddiası gerçekten ne kadar uzaksa, çarığın müzelik eşya haline geldiği iddiasının da gerçekten o kadar uzak olduğuna şüphe yoktur.

Devlet istatistikleri, resmî geçim endeksleri ellerinin altında olduğuna göre herhalde kendileri de bütün bunları bizden «daha iyi bilirler, bilirler amma ..» gene de Meclis kürsüsünde «hakikatleri olduğundan başka türlü gösterme» yi, Demokrat Parti liderliğinin şanından sayarlar.

Cambridge, MASs

Bülent ECEVİT 

Dosyalar

1957.07.04.jpg
1957.07.04_B.jpg
1957.07.04_B.txt

Koleksiyon

Alıntı

“"Bilirler, Bilirler Amma...",” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 28 Mart 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/848 ulaşıldı.